Bu yazımızda Portekiz ve Brezilya’nın tarihine ilgi duyanlar için, Portekiz ve Brezilya başta olmak üzere Avrupa’nın da geleceğini belirleyen coğrafi keşiflerden bahsedeceğiz.

Coğrafi keşifler, Avrupa’nın yükselmesinin en önemli nedeni olarak görülmektedir. Dünyanın birçok toprağında şehirleşme, medeniyet yoktu. Çin, Mezapotamya, Mısır, Akdeniz bölgesi ve bunları birbirine bağlayan ticaret yolları gelişmişti. O dönemlerde dünyanın fabrikası Çin ve Hindistan’dı. Baharat ve İpek ise ticarette çok değerliydi. Doğu’dan Batı’ya doğru sevkiyatlar yapılıyordu. Bir diğer değerli baharat tipi ise karanfildi. Avrupalılar o dönemlerde karanfilin vizyonu açacağını, hastalıklardan koruyacağına inanıyorlardı. Bu yolların ulaşımı çok zor olduğundan merkezlerden ve Avrupa’dan çok uzaktı ve denizden ulaşım dışında herhangi bir seçenek mümkün görünmüyordu. Avrupa’nın genişlemesi ve ekonominin güçlenmesi gerekiyordu. Avrupalılar ise bu izolasyonu kırmak için zorunlu olarak coğrafi keşiflere başlamıştı.

Bu dönemde kullanılan gemiler yelkenli gemilerdi. Yapılan seferlerin bir çoğunda giden denizciler geri dönemiyordu ve çoğu yolculuk ölümlerle sonuçlanıyordu. Kötü hava koşullarının yanı sıra C vitamini eksikliğinden kaynaklanan iskorpit hastalığı da başlamıştı.

Bu yazımızı ele alırken, Portekiz’in Belem şehrinde bulunan 1960 yılında denizci Henrique’nin ölümünün 500. yılı anısına inşa edilen Keşifler Anıtı’ndan yola çıkarak ve anıtta bulunan önemli figürlerden bahsetmeyi uygun gördük.

Bahsedeceğimiz her bir karakter çok uzun yazıların konusu. Amacımız bir tanıtım yazısı yazmak ve yaptıkları keşiflerin başlıca bilinenlerini sizinle paylaşmaktır.

Henrique (D.). O Navegador. (1394-1460)

Kral 1. João’nun oğlu olan Henrique 15.yüzyılda yapılan ilk Atlantik yolculuklarını yapan kişilerdendir. Tahta çıkmak yerine denizcilik okulu kuruyor, kendi bütçesinden keşifler düzenliyor, notlar tutuyordu. Afrika’nın bir ucuna kadar keşifler düzenledi ve Ptolemaios haritasının doğru olmadığını gördü. Portekiz’in önemli bir deniz gücü haline gelmesini sağlayan ilk kişi olduğunu söyleyebiliriz.

Henrique, daha sonraki dönemlerde Amerika ve Hindistan keşiflerinin önünü açacak, Afrika köle ticaretini başlatacaktır.

Ekibiyle birlikte Afrika sahilleri ve Atlantik doğu kıyıları olmak üzere, Azores, Cabo Verde,  Madeira adalarını keşfetti. Cape Bojador’u geçebilmek için tam 15 sefer düzenledi.

Köle ticareti ve altınla birlikte Lizbon şehri önemli ticaret merkezlerinden biri haline geldi. 1460 yılında Henrique’nin ölümünün ardından Portekizliler Liberya’ya kadar geldiler. Bu dönemde Asya’dan gelen mallar Venedikliler aracılığıyla Avrupa’ya dağıtılıyordu.

Vasco de Gama (1450-1524)

Keşif çağının en önde gelenlerinden biridir. Avrupa’dan Hindistan’a düzenlediği keşiflerle birlikte baharat ticaretinin önünü açtı.

Hindistan’a ilk seyahati sadece 4 basit gemiyleydi. Kanarya adasından Ümit Burnu’na kadar yolculuk yaptılar.

Yolculuk yaptıkları gemilerden birini Faro’daki Museu Naval müzesinde görebilirsiniz.

1499’da Hindistan’dan döndüğünde evden 2 yıl uzak, denizde geçen 300 gün, 24 mil yol kat etmiş oldu. 170 kişlik ekibinden 54’ü sağ kaldı.

Bortolomeu Dias (1450-1500)

Portekiz ve Avrupa’nın Asya ile olan ticaret bağları kurulmuştu, ancak Osmanlı’nın Bizans’ı fethetmesiyle beraber bu yollar onlar için kapanmıştı. Bu sebepten dolayı yeni yollar keşfedilmesi gerekiyordu.

1488’de kaşif Bortolomeu Dias Afrika kıtasına keşif düzenleyen ve Avrupa’dan Asya’ya giden yolu açan ilk denizcidir. Görevi Afrika’nın en uç noktasına gitmek ve Hindistan’a ulaşarak bu deniz yolunu keşfetmekti.

Kendisine verilen 3 gemiyle Afrika’nın en uç noktasına giderek oraya Padrao (Portekiz kraliyetine ait simgeyi taşıyan ve egemenliği ifade eden taştan direk) dikti.

70 yıldır aranan Hindistan yolunu keşfettiğini düşünen Dias, aslında Ümit Burnu’nu keşfetmişti ve etrafında dönmüştü. Bu isim yakında Hindistan yolu keşfedilecek ümidiyle verilmişti. Bazı kaynaklar ise zor bir yolculuk olduğundan ve hastalıklar baş gösterdiğinden dolayı denizcilerin moralini yüksek tutmak amacıyla verildiğini söyler.

Bu yolculuktan sonra Dias’ın tuttuğu notlar, tavsiyeler daha sonra Vasco De Gama’ya verilmiş ve keşiflerinde önemli bir rol oynamıştır.

Pedro Alvares Cabral ve Brezilya’nın keşfi (1500)

Sıra Hindistan’a düzenlenecek 2. keşifteydi. Bu komutada lider konumunda olan Cabral, 1500 yılında Lizbon’dan ayrıldı. Vasco de Gama’nın tuttuğu notları ve kullandıkları haritalardan yola çıkarak zorlu bir yolculuğa çıktı. Batı’ya ulaştığında buraya Vera Cruz adını verdi. Daha sonra Santa Cruz olarak değiştirildi. Bu bölgede yetişen ağaç olan Pau-Brasil’den yola çıkarak bölgenin ismini Brasil olarak değiştirdi. Bir süre burada kaldıktan sonra Cabral, Hindistan’a doğru yol aldı. Sert koşullardan dolayı mürettabatının büyük bir bölümünü kaybetti ve aralarında bulunan Bartolomeu Dias da ölenler arasındaydı.

Tordesillas Antlaşması (1494)

Bugün neden bazı bölgelerin İspanyol’ca, bazı bölgelerin ise Portekizce konuşulduğunu sorusuna yanıt bu antlaşmayla ilgilidir.

Portekiz’in coğrafi keşifleri köle ticareti, altın ve ticaret yollarını açmıştı ve ülke zenginleşmişti. Daha sonrasında Colomb’un ortaya çıkmasıyla İspanya’da buna katıldı ve keşifler düzenlendi.

Portekiz ve İspanya arasındaki rekabet git gide kızışıyordu. Bu,1494 tarihinde Tordesillas Antlaşmasıyla birlikte son buldu.

Buna göre; Cabo Verde adası başlangıç olacak şekilde harita üzerinde ikiye bölünerek paylaştırıldı. VI. Papa’nın isteğiyle birlikte Batı bölgesi İspanya diğer yarısı Doğu bölgesi ise Portekiz’e ait olacak şekilde dağıtıldı. Buna gelecek dönemlerde keşfedilecek bölgeler de dahil idi.

Bir komplo teorisi ise Cabral, Brezilya’yı Tordesillas antlaşmasından önce bulduğu ve antlaşmaya kadar bunu sakladığı yönündedir.

João de Barros ve Portekizce Grameri (1496-1570)

1539 yılında kral III. John, Brezilya’ya daha çok yerleşimci çekmek istiyor, Barros’a ise Maranhao bölgesi için kaptanlık vermek istiyordu. İki partneri ile birlikte Barros, her biri 900 kişi taşıyan 10 gemilik donanma hazırladı.  Pilotların cehaleti, filonun bilgisizliği sebebiyle Barros finansal olarak zora girmişti.

Bu dönemlerde Barros boş zamanlarında edebi çalışmalarına devam ediyordu. Geçirdikleri Brezilya felaketinden sonra ‘Portekizliler Hindistan’da’ kitabını yazmaya karar verdi. Kral bunu kabul etti. Bu eserine başlamadan önce Portekizce Gramer adı altında bir kitap yazdı.

Barros Kaşifler Anıtında uzak rotalara açılmayan ve sadece Lizbon’da kalan belki de tek kişiydi. Ancak yaptığı bu çalışmalar Portekizce dilinin kurtarıcısı olmuştur. Bu çalışmalar olmasaydı belki de bugün Portekizce yerine İspanyolca kullanılıyordu desek abartmış olmayız.

Portekizli tarihçi, yazar Barros, Kaşifler Anıtı’ndaki Lizbon’dan hiç ayrılmayan ve hiç keşif yapmamış tek kişidir. Portekiz dilinin kurtarıcısı olarak görülmektedir. Hindistan, Asya ve Afrika’ya olan seyahatleri kitaba döken Barros, kullandığı dille birlikte 24 ciltlik Da Asia kitabını yazdı. Portekizce dilini bu yazdığı kitaplarla çok iyi biçimde kullandı.

Üçgen Ticaret

1500 yılından itibaren İspanya ve Portekiz’de köle ticareti başlamıştı. Afrika’da keşfedilen yerlerden köleleri toplayarak Amerika kıtasına götürdüler. Bu verimli toprakları değerlendirmek için çok sayıda köle ihtiyacı doğmuştu. Tütün, kahve ve pamuk gibi ürünleri Avrupa’ya götürmek, vergisi yüksek ürünleri ise (silah,tekstil) Afrika’ya götürüyorlardı. Böylece köle ihtiyacı artıyordu. Bu köle ticaretinin Afrika’dan karşılanmasının sebebi ise Amerika’daki yerli halkın nüfusunun bu kadar çok olmaması ve büyük bir kısmının da Avrupalılardan geçen bulaşıcı hastalıklar sonucu ölmesiydi.

Fernão de Magalhães (Ferdinand Macellan) (1480-1521)

Portekizli kaşif Macellan,1519’da Spice Island’a toplam beş gemiyle sefer düzenler. Pasifik okyanusunu geçen ilk denizcidir. Tam üç yıl süren bu zorlu yolculuğun dönüşünde sadece bir tek gemi sağ çıkar. Bir söylentiye göre bu zorlu yolculuk sırasında filikada sağ kalanlar açlıktan geminin meşinlerini kemirmişlerdir. 270 kişilik filikadan sadece 18 kişi sağ çıkabildi. O dönemlerde yapılan tüm gemiler mühendislik gelişmediği için tamamen deneme yanılma yöntemiyle yapılıyordu ve her bir seferde kaybolan, zarar gören gemilerden yola çıkılarak bir yenisi yapılıyordu.

Macellan seferine 1505 yılında Hindistan’a yolculuk yaptı. 1513 yılında ise kral tarafından 15 bin kişilik bir orduyla kral tarafından Fas’a gitti. Amaç yıllık harcı ödemeyi reddeden Fas kralına meydan okumaktı.

Bir kabile için başka bir kabileyle savaşırken en önde öldü.

Macellan’In gezileri baharat ve ipek ticaretinin çok daha ötesindeydi. Yeni yerler keşfedildi ve haritalandı. Avrupa’nın coğrafya bilgisi Macellan sayesinde genişledi. Dünyanın çok daha büyük bir yer olduğu, yuvarlak olduğu kanıtlanmış oldu.

Macellan gezilerini üstün zeka gerektiren teknik yollarla hazırlamıştı. Önce Avrupa’dan Hint okyanusuna, oradan doğuya doğru Baharat Adasına. Ve daha sonrasında Filipinler’e yolculuk yapmıştı.